Marmara Bölgesi'nin nadir kalan longoz ormanları arasında yer alan bu alan, sazlıklarla iç içe ve büyüleyici bir atmosfer sunar. Yürüyüş yolları, göl kenarı patikaları, bataklık kuytular ve göletler çevresindeki doğal yaşamı gözlemleyebilirsiniz. İlkbahar ve sonbaharda su seviyesi artınca ormanın içini kayıkla gezmek bile mümkün olur. Özellikle göçmen kuşların göç sırasında avlanma ve dinlenme alanı olan bu güzergâh, kuş gözlemcileri için eşsiz fırsatlar sağlar. Sessizlik ve doğal huzur içeren bir tablo gibi olmasının yanı sıra, fotoğraf meraklılarını da kendine çeker.
Karacabey’in doğal su zenginliğinin bir uzantısı sayılan Uluabat Gölü, sakin yürüyüş yolları, su kenarı bankları ve günbatımı manzaralarıyla öne çıkar. Göl çevresindeki sazlıklar, kuş sesi ve su yansıması eşliğinde meditasyon hissi yaratır. Uluabatlı Hasan Anıtı’nın çevresi hem yerel halk için buluşma noktası hem de doğayla tarihin birleştiği tarihi bir atmosfer sunar.
Karacabey merkezinde yer alan bu külliye, ilk Osmanlı dönemine ait mimari ve kültürel izler taşır. Tek kubbeli camii, avlusunda bulunan lavanta ağaçlarıyla huzurlu bir ortama bürünür. Yanındaki türbeler ve mezarlık bölgesi, hem tarih hem de mimari açıdan etkileyici detaylar içerir. Bölge sakinliği ve ibadet için toplanan cemaatin manevi görüntüsü, ziyaretçilere zaman içinde yolculuk hissi yaşatır.
Türk tarihinde 1. Murad dönemine uzanan bu camii, sade taş işçiliği ve yüksek çatısı ile dikkat çeker. Yapının iç bölümü yıllar içinde yenilense de taş tabanları, basit süslemeleri ve ahşap kapısı ile nostaljik bir atmosfer sunar. Caminin çevresinde küçük bahçesi, çınar ağaçları ve sakin banklar, ziyaretçilere huzurlu bir mola imkânı sağlar.
Tarihi boyunca havra, kilise, camii olarak kullanılmış bu yapı, çok katmanlı geçmişine tanıklık eder. Kubbesi, portal girişi ve taş işlemeleri ile dikkat çeken cami, Bizans ve Osmanlı mimarisinin kesiştiği bir estetiğe sahiptir. Günümüzde hâlâ ibadet edilen bu mekân, hem ibadet hem de tarih gezisi için tercih ediliyor.
Yaklaşık 180.000 m²’lik alana yayılan bu geniş park, gölet, yürüyüş yolları, çocuk oyun grupları, amfi tiyatro ve spor sahaları ile donatılmıştır. Hafta sonları bisiklet turu, aile pikniği ya da sabah yürüyüşü için tercih edilen bir merkezdir. Ayrıca çimenli ve gölgelikli alanlarında kitap okumak, dost buluşmaları yapmak mümkündür.
Türkiye Jokey Kulübü’ne bağlı olarak at yetiştirilen bu hara, Arap ve İngiliz atlarının yetiştirildiği önemli merkezlerden biridir. Haradaki anıt mezarlar ve heykeller, efsane atlara adanmış görüntüler oluşturur. Ziyaretçiler rehber eşliğinde harayı gezebilir, at antrenmanlarını izleyebilir ve binicilik deneyimi yaşayabilir.
Uluabat Gölü kıyısındaki bu küçük köy, leylekler ve kuş göçü festivalleriyle ünlüdür. Avrupa Leylek Köyü Derneği üyesi olan köy, her bahar göklerdeki rengarenk leylek sürüsüyle canlanır. Köy meydanında leylek heykelleri, sazlık patikalar, küçük kafeler, yerel el yapımı ürünler sunan tezgâhlar vardır. Doğa ve kültürün iç içe geçtiği bu rota, sakin kafalar ve fotoğrafçılar için eşsiz bir duraktır.
Longoz ormanının içinde yer alan bu gölet, doğa yürüyüşü sonrasında dinlenmek için ideal bir alandır. Su ve sazlık görüntüsü, yansıyan ağaçlarla birlikte sessiz bir manzara sunar. Gölet kenarında oturma bankları, küçük yürüyüş yolları ve fotoğraf köşeleri bulunur. Yazın serinlemek için ayaklarınızı suya sokabileceğiniz hâliyle sakin bir mola noktasıdır.
Karacabey'in yüksek sırtlarında uzanan bu vadi, baharın gelişiyle yüzlerce çiçek türüyle bezenir. Trekking yolları, hafif batı rüzgarı ve kuş cıvıltıları içinde dolaşmak hem ruhu hem bedeni dinlendirir. Vadinin devamında Mangırlı ve Sakarya Nehri kenarları, göl manzaralı platformlar, ahşap banklar ve kamp alanlarıyla doğaseverler için tam keşif rotasıdır.
yorum