Yerden yükselen dev duvarlarla çevrili kanyonlar, gölgeli köprü yolları ve suyun sessiz akışıyla beraber karmaşık bir doğa melodisi sunar. Dar ahşap köprüler, kayaların arasında açılan geçitler, her adımda nefesinizi keser. Yürüyüş sırasında, suyun sesine karışan kuş cıvıltısı ve rüzgarın duvarları okşaması, birer şiir mısrasını andırır.
Kanyon yürüyüşlerinin kısa molayla birleştiği noktalarda, serin suyun aşağıya doğru süzüldüğü doğal şelaleler yer alır. Suyun döküldüğü alt kısımda serinlemek, fotoğraf çekmek veya sadece dinlenmek için ideal. Dudak uçuklatan bir ferahlık, zihni boşaltma ritüeli eşliğinde yaşanır.
Güçlükonak’la bağlantılı Tepeköy, Taşeli gibi yaylalar; yazın bile serin havası, yeşil çayırlarda kamp alanları, boylu boyunca uzanan dere yanlarıyla doğaseverler için el değmemiş bir rota sunar. Çadırınızla sabah yıldızlarına uyanmak, çayır üzerinde kahvaltı hazırlamak ya da yanaklarınızda dolaşan serin meltemle güne başlamak ayrıcalıklı bir deneyimdir.
Güçlükonak’a yakın termal kaynaklar, küçük havuzlara dökülür. Ayaklarınızın suya temas ettiği anda hissedeceğiniz sıcak rahatlama, özellikle uzun yürüyüş rotası sonrası bedenin suyla kucaklaşması anlamında değer taşır. Yerel halkın söylediğine göre şifalıdır; vücudu rahatlatıp zindelik verir.
Güçlükonak merkezinde ve köy yollarında yükselen taş evler, küçük camiler, çınar gölgelerindeki köy meydanları ardı sıra sizi çağırır. Kapı önüne bırakılmış “hoş geldin” işaretleri, sabah çıkan köy ekmeği kokusu, avuç içi kadar büyüyen biber salçası kekliği gibi yöresel yaşantılar bu şehirde gerçek olur.
Yayla ve kanyon arasında yer alan patika yollar, bazen kaygan toprak, bazen orman dokusu içerir. Patika sizi gizli bir vadiden diğerine taşırken, kuşlar, yaban keçileri, çilekli çimler ya da meşe palamutları etrafı bezemiştir. Sessizliği dinlemek, bazen sadece yürümek anlamına gelir.
Yol süre boyunca dağın sessiz kucağında yer alan arzulu seyir tepeleri; baraj gölü, vadi kıvrımları ve tepelere uzanan köylerin perspektifini sunar. Bu noktalarda dinlenirken suyun mavi-yeşil tonu, vadi yeşilinin tonuyla birleşir. Fotoğraf çekenler için ideal kaçamak noktalarıdır.
Kanyon yürüyüşü sonrası baraj kenarındaki düzlüklere kuracağınız küçük ateş, yüzünüzde serüvenin yorgunluğunu, gözlerinizde yıldızların çıldırtıcı ışığını taşır. Sucuklu ekmek, çay demliği ve serin gece havası eşliğinde yemek yemek, manzaranın küçük bir parçası olmanızı sağlar.
Çadırınızda geçirdiğiniz gece, sabahın ilk ışığında uyanmanın verdiği huzurla tamamlanır. Kuş cıvıltısı, serin hava, sabah çayı ve yanakları okşayan güneşle uyum; doğayla iç içe yaşamanın keyfini taçlandırır.
Belirli günlerde kurulan pazar yerleri; şenlik gibi canlandırıcı masaların yanında yerel reçeller, peynirler, köy yumurtası, patates, biber ürünleri bulunur. Satıcılarla sohbet edip onların hikâyelerini dinlemek, geziyi kültürel bir şölene dönüştürür.
Kanyonun başlangıç noktalarında ya da yayla yolu kenarlarında taş sandalyelere serilen örtü üzerine yaptığınız kahvaltı, doğanın tam ortasında başlayan bir ritüeldir. Peynir, salatalık, domates, bal, sıcak çay ve kuş sesi eşliğinde güne başlamak tarif edilemez bir huzurdur.
Doğadan farikalar tagarken, düşen ışık şeritleri, kanyon yüzeyindeki çizgiler, su üzerindeki renk oyunları, kimliği olmayan kuş siluetleri… Bu rota fotoğraf sanatçılarının kartpostaldan başka bir dil yaratmadığı bir mekândır.
yorum