Göynük’ün simgelerinden biri olan Altıgen biçimli Zafer Kulesi, 1922 Sakarya Zaferi anısına tepeye inşa edilmiştir. Tepede durduğunuzda dar cam fanus pencerelerden Göynük’ün kırmızı çatılı evlerini, çınar ağaçlarıyla süslü dar sokaklarını ve vadi manzarasını izleyebilirsiniz. Fotoğraf tutkunları için ideal bir panorama noktasıdır.
1331–1335 yılları arasında inşa edilmiş coğrafyanın en eski ve en büyük hamam ve cami kompleksidir. Kamusal ibadet ve arınma alanı olan bu külliye, kesme taş kaplamalar, kubbeler ve kubbeli avlularıyla mimari bir şaheserdir. Hamamın bazı masif duvarlarında Evliya Çelebi’den bahsedilen kitabeler görmeniz olasıdır.
Fatih Sultan Mehmet’in hocası ve 15. yüzyılın ünlü sûfisi Akşemseddin’in türbesi, kesme taşlarla inşa edilmiş altıgen planlı bir yapıdadır. Yanındaki konağı da restore edilerek ziyarete açılmış, avluda yerel motifli ahşap işçiliği göze çarpar. Ruhani bir atmosfer eşliğinde dua ve anma için ziyaret edilebilir.
Göynük’te 100’ün üzerinde iki–üç katlı tarihi Osmanlı evleri bulunur. Dar Arnavut kaldırımı sokaklar, sıralı avlular, içten merdivenli ev yapıları ile fotoğraf karelerine sığdırmak zor olur. Sakin Şehir unvanıyla korunan mimari dokunun nostaljik dokuya uygun yürüyüşler sunar.
Göynük merkezine yaklaşık 30 km mesafedeki bu göl, tarihi değirmen artıkları ve yel değirmenleriyle süslenmiştir. Doğa yürüyüşü, bisiklet turu, piknik ve kamp imkânları sunar. Yaz sabahlarında oluşan sis bulutu, masalsı atmosferi güçlendirir.
Yaklaşık 27 km uzaklıktaki göl, dar vadide bir heyelan sonucu oluşmuştur. Ziyaretçilere yürüyüş, bisiklet, piknik ve bir butik otelde geceleme imkanları sunar. Sessiz atmosferi, ormanın kuytularında huzurlu bir doğa molası için idealdir.
Gerçekten tabiatla iç içe kaçamak arayanların tercih ettiği yaylalar, yüksek rakımlı yayla çayırları, temiz pınarlar ve geleneksel yayla evleriyle doludur. Fotoğraf molaları, organik yiyecek atölyeleri ve yayla sohbetleriyle dolu uzun yürüyüş rotaları bulunur.
1475 yılında vefat eden “Bıçakçı Ömer Dede” adına inşa edilen sekizgen planlı türbe, küçük kubbesi, revaklı giriş kapısı ve kesme taş duvarlarıyla sade ama anlamlı bir duruş sergiler. Yüksek platformda yer alır ve manevi atmosfer sunar.
Yaklaşık 200 yıllık konak, kadın dayanışmasıyla müze-ev olarak düzenlenmiştir. Geleneksel Bakır mutfak eşyaları, el işleri, çeyiz sandıklarıyla geçmişe dair yaşam izlerini barındırır. Kültürel mirasla buluşmak isteyenler için ilgi çekicidir.
Eski köy yolları üzerinde yer alan taş kemerli köprü, yanında en yaşlı çınar ağaçlarıyla gölge sağlar. Sessiz bir yürüyüş rotası sunar; köprü altından akan çay sesi eşliğinde dinlenmek mümkündür.
yorum