İstiklal Mahallesi’nde yer alan bu kutsal mekan, Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu Şeyh Edebali’ye aittir. İçindeki odalarda sandukası, kılıcı, tesbihi, Bala Hatun Türbesi gibi yan mekanıyla, tarih ve maneviyatı güçlü şekilde hissedersiniz. Türbenin etrafında yer alan serbest dolaşım alanıyla Osmanlı Padişahlarını tanıtan açık hava “Tarih Şeridi” üstünde yürüyerek hem manevi hem kültürel bir yolculuğa çıkarsınız. Modern asansörlerle erişilebilen bu türbe kompleksi, kronolojik anlatımıyla anlamlı bir zaman kapsülü gibidir.
Kuruluş dönemi Osmanlı mimarisinin etkileyici örneklerinden biri olan Orhan Gazi Camisi, 1331 yılında inşa edilmiştir. Kurşun kaplı kubbesiyle “Kurşunlu Cami” olarak da anılır. Caminin hemen yukarısındaki tek şerefeli minare, orijinal taş işçiliğiyle dikkat çeker. Caminin avlusunda halkla birlikte sabah namazı sonrası çorba ve çay ikramları bulunuyor; sosyal topoğrafyayı hissetmek isteyenlere sıcak bir deneyim sunar.
Ertuğrul Gazi Caddesi üzerinde yükselen bu kuleden memleketin simgelerinden biri haline gelmiştir. 1907 yılında yapılmış olup 15 m yüksekliğindedir. Günümüzde şehre giriş yapanları selamlayan, nostaljik ve fotogenik bir yapı olarak herkesin dikkatini çeker.
1794’te jandarma karakolu, sonra hapishane olarak kullanılan bina, 1995’ten itibaren müze olarak hizmet verir. Paleolitik dönemden Bizans’a, etnografya raflarında Osmanlı yaşamıyla ilgili balmumu heykellerle dolu sergileri sunar. İki katlı bu bina, hem tarihsel hem kültürel katmanlarıyla Bilecik’i tanımak isteyenlere güçlü ipuçları verir.
Merkezden biraz uzakta yer alan bu cami, 1661’de kesme taşlarla inşa edilmiştir. 1965 restorasyonuyla özgün minaresini korumuştur. Avlusunda yer alan şadırvan, güneş saati ve kütüphane bölümleriyle, küçük detaylarla otantik bir dini yapı örneğini sunar.
Bilecik Merkez çevresinde, kerpiç, taş ve ahşap işçilikli Osmanlı evleri görülmeye değer. İki-üç katlı, sütunlu cumbalı yapılar; şehrin Osmanlı dönemi mimarisini günümüze taşır. Konaklar arasında gezinmek, sokağın ruhunu hissederek nostaljik bir zaman dilimi yaşamanızı sağlar.
Çarşı içinde az sayıda da olsa taş çeşme ve şadırvanlar bulunur. Caminin yakınındaki çeşme, eski su dağıtım altyapısına dair örnekler sergiler. Taş işçiliği ve kitabeleriyle sembolik değer kazanan bu çeşmeler, mimari ve kültürel ören yerleridir.
Merkezden araçla kısa bir ulaşım mesafesindedir. 3,5 km göleti, yürüyüş patikaları, ahşap köprüler ile kamp, bisiklet turu ve olta balıkçılığına olanak sağlayan huzurlu bir doğa molası sunar.
Merkeze 40–45 km uzaklıkta bulunan anıt, İnönü Savaşı’nda şehit düşen askerlerin anısına yapılmıştır. Aynı rotada yer alan Atatürk Köşkü ise 1930’larda inşa edilmiş, ziyaretçilere dışarıdan fotoğraf izni verir.
Baraja bir saatlik yolculukla ulaşarak medeni bir göl ve kıyısında piknik alanları, Kınık Şelalesi’nde ise ferahlatıcı su serinliğiyle günü doğal bir gezintiye dönüştürebilirsiniz.
yorum