Yaklaşık 2900 m yükseklikteki Kato Dağı’na yapılan tırmanış ya da yayla yolu yürüyüşleri, dağ havası, rengarenk çiçekli çayırlar ve uçsuz bucaksız manzara vadileriyle dolu bir serüven sunar. Yolda karşılaşılan göçer çadırları, otlayan koyunlar ve yaylak yaşantısı sizi başka bir zamana taşır. Zirveye yaklaşıldıkça rüzgârın taşıdığı Kato’nun efsanevi sesi hissedilir.
Beytüşşebap merkezine 7 km uzaklıkta yer alan Ilıcak Köyü’ndeki kaplıcada 43°C sıcaklıktaki zümrüt yeşili sular, doğanın kucaklayıcı şifasıdır. Kaplıca binalarıyla vadi içindeki doğal havuzlarda hem sağlık hem dinginlik sağlar. Romatizma, cilt sorunları için tercih edilen bu sıcak suyun içinde gün boyu kalmak mümkün. Hafta sonları ve yaz aylarında ziyaretçi akını olur.
Baraj kıyısındaki taş rampalar ve banklar, gün batımını izlemede ideal noktalardır. Suya yansıyan gün ışığı, baraj gölünü tabloya çevirir. Baraj kenarından Kato Dağı’na kadar uzanan yollar, kamp yapanlarla sabah yürüyüşlerinde eşsiz atmosfer sunar. Kışın göl üzerindeki sis tabakası ile baraj farklı bir mistik hava kazanır.
Kato’nun derin vadilerine akan sular, büyük kanyonlar oluşturur. Bu patikalarda, taş kemerli köprüler ve şelale sesleri arasında süzülen ince yollar, doğa tutkunlarını bekler. Özellikle havadan çekilen görüntülerde net görülen kayalık duvarlar, yürüyüşçüyü adeta vadinin içine davet eder.
Yayla rotası boyunca kurulmuş göçer çadırları, davetli misafir gibidir. Çadırlarında sıcak süt, bulgur çorbası, taze peynir tadabilir, aileyle sohbet edebilir ve yerel kültürü tanıyabilirsiniz. Akşam serinliğinde ateş yakıp, yıldızlar altında sohbet etmek unutulmazdır.
Yüksek kesimlerde, özellikle ilkbahar ve kış aylarında karla kaplı vadiler, beyazın yeşille dansını sunar. Dağdan gelen akarsular vadide menderesler yapar, ortaya manzaralar çıkar. Bu kesimlerde yürüyüş sırasında, mevsime göre çığ uyarısı alınmadan güvenli adımlar atılmalıdır.
Dağ yolu boyunca yer yer heyelan riski vardır. Sabahın erken saatlerinde kaya parçalarının yola düşmesi yöre rota hikâyelerinde yer eder. Bu yüzden doğa yürüyüşü yaparken hem dikkatli olmak hem de bu doğanın canlı dokusunu hissetmek gerekir.
Yeşilöz Köyü’nün yaylası Faraşin’de, Mayıs ayında bile kar görebilirsiniz. Bahar aylarında bile yağan kar, doğanın kararsız güzelliğini gösterir. Çayır boyunca açan vadisel çiçekler, kışın kalıntılarıyla bir arada renk cümbüşü oluşturur.
Yayla yolları boyunca sızan pınarlar ve doğanın kaynakları, vadideki serin molalar için idealdir. Yürüyüş devam ederken kuş cıvıltıları sizi karşılar. Pınarın başında şişe suyunuzla molanızı uzatabilir, doğanın içindeki ritmi hissedebilirsiniz.
Beytüşşebap merkezinde kurulan küçük pazarda organik yumurta, taze süt, köy ekmeği ve sıcak çay servisleri bulunur. Burada tanıştığınız yöre sakinleri size ev yapımı reçel ve bal ikram edebilir. Bu samimiyet, gezinin en tatlı anıdır.
Baraj kenarında ya da yayla düzlüğünde kuracağınız çadır, suyun hafif sedası, rüzgârın kıpırtısı ve yıldız ışığıyla huzuru doruğa taşır. Kamp ateşi yakıp sessiz geceyi dinlemek, ruhu sakinleştirir ve doğayla baş başa kalmanızı sağlar.
Bazı haberlerde görüldüğü gibi, Beytüşşebap halkı sokak hayvanlarına karşı duyarlıdır; mama kampanyaları ve destek hareketleri yapılır. Bu durum, buradaki insani dayanışmanın canlı örneğini gösterir. Yol boyunca dost köpeklerle karşılaşmak insanı ısıtır.
yorum